Custom Search

TYT Türkçe Deneme Çözümü – 8

6 Haziran 2016

1. Bir şeyin, görünmeyen kısmına göre daha küçük olduğu varsayılan kısmını anlatmak için “buz dağının görünen kısmı” sözü kullanılır. Bu söz metin bağlamında “tarih kitaplarında üzerinde çok az durulan olayla ilgili yüzeysel bilgileri karşılamak için kullanılmıştır. Buz dağının görünen kısmı bu kadarsa kalan kısmı bundan çok daha fazlası olmak yani “tarih kitaplarında yüzeysel olarak anlatılan bazı olaylarla ilgili detaylı bilgiler”i karşılamak durumundadır.
Cevap: B

 

2. Üslup, bir sanatçının “anlatım, söyleyiş” ve “dili kullanma”biçimidir. Üslup cümlelerinde sanatçının dil ve anlatım özellikleri belirtilir. Üslup cümlelerinde sanatçının dili kullanma biçiminden, seçtiği sözcüklerin niteliğinden, anlatımın sade, duru, açık ya da süslü, sanatlı, kapalı oluşundan, konuyu işleyiş tekniğinden vb. söz edilir. B’de “Ayrıntıyı okura bırakan, teknik açıdan oldukça sağlam bir anlatımı vardır.” İfadesi; C’de, “Sözcükleri seçip yan yana getirirken onlara kendi damgasını vuruyor.” yargısı; D’de,”şiirlerinde coşkulu söyleyişi” ifadesi; E’de, “yapaylıktan uzak, okuyucuyu sımsıkı saran bir dil” ifadesi üslupla ilgili ayrıntılardır. A seçeneğinde yazarın hikayelerindeki karakterlerin kişisel özellikleri dile getirilmiştir. Bu cümlede üslupla ilgili bir yarıntı yoktur.
Cevap: A

 

3.Açgözlü” mala, yiyeceğe, içeceğe, doymak bilmeyen demektir. “Obur” da gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen anlamındadır.
Açgözlülük sadece yemeğe doymayan insanlar için kullanılmaz elbette; paraya, mala vb. şeylere doymayan gözü aç insanlar da açgözlüdür. Ancak yemeğe doymak bilmeyen insan da açgözlüdür. E’deki cümlede de kastedilen, çocukların yemeğe doymak bilmedikleridir. Buna karşılık A’daki “ucuz” fiyatı yüksek olmayan, “bedava” ise parasız anlamındandır. B’deki “sinirlenmek” öfkelenmek, “üzülmek” ise üzüntü duymaktır. C’deki “özendirmek” özenmesini sağlamak, teşvik etmek; “kışkırtmak” ise bir kimseyi kötü bir iş yapması için harekete geçirmektir. D’deki “güçsüz” gücü olmayan, aciz; “beceriksiz” ise becerisi olmayan, usta olmayan anlamındadır.
Cevap: E

 

4. Cümlede, önünde pek çok fırsat varken bunları değerlendiremeyen, bu güce sahip olmayan insanlardan söz edilmektedir.
Cevap: A

 

5. I. cümlede, “Bilgi nedir?” sorusuna cevap verilmiş ve tanımlama yapılmıştır. II. cümlede, bilginin problemleri çözebilme şartının ne olduğu üzerinde durulmuştur. IV. cümlede, “belki de” sözü ile bir olasılık dile getirilmiştir. V. cümlede, “Ancak evrensel nitelikleri eserlerinde yansıtan şairler kalıcı olmaktadır.” yargısı, bu özelliğe sahip olmayanların kalıcı olamayacağını göstermektedir. Bu da bir karşılaştırmadır. III. cümlece ise neden-sonuç ilgisi yoktur.
Cevap: C

 

6. Yazar, bu parçanın dördüncü cümlesinde “Ben bu festivalde izleyeceğim filmleri kendim seçeceğim.” diyerek alışılmışın dışında bir tutum takınacağını belirtmiş, böyle bir tutum takınmasının nedenlerini ise parçanın beşinci cümlesinde belirtmiştir.
Cevap: E

 

7. I. cümlede biyografinin insanlıkla yaşıt olduğundan bahsedilmiş, aynı düşünce V. cümlede insanlığın tarih sahnesinde yerini aldığı günden itibaren ifadesi ile farklı bir şekilde yinelenmiştir. Dolayısıyla her iki cümlede de aynı düşünce dile getirilmiştir. III ve IV. cümlelerde de aynı düşünceler vardır ancak bu cümleler seçeneklerde verilmemiştir.
Cevap: D

 

8. Yazar, bu parçanın ikinci cümlesinde gazetelerin kitap tanıtma eklerinde ve bazı şiir dergilerinde şiir kitapları üstüne yazılar yazarak neyi amaçladığını söylemiştir. Yazar,sevdiği bazı şiir kitaplarına sevgisini göstermek ve yazılarını okuyanların da dikkatlerini bu kitaplara çekmek istemekte, bunu amaçlamaktadır.
Cevap:
B

 

9. IV numaralı cümlede şiirin yorumunun anlaşılmasında rolü olduğunu söyleyenlere karşı çıkılıyor.
Cevap: D

 

10. Bu parçadaki altı çizili sözle “içten bir söyleyişe sahip olma” anlatılmaktadır.
Cevap: C

 

11. Parçada “Hep şunu merak ederim “sözünden sonra merak edilenin ne olduğu açıklandığı için bu sözün sonuna iki nokta gelmeli. “Nereye gider…” diye başlayan cümle bir soru cümlesi olduğuna göre soru işareti ile bitmeli.”Sanal alemin görünmez kablolarına tutunup…” diye başlayan cümleciğin sonuna, içinde virgül bulunan diğer cümlecikler noktalı virgülle ayrıldığından, noktalı virgül getirilmeli. “bankalardan, şuradan buradan gelen gereksiz bilgiler” cümleciğinin sonuna ise “benzerleri anlamında” üç nokta getirilmeli.
Cevap: A

 

12. B seçeneğindeki “Hakettiğim” sözünün doğru yazımı “Hak ettiğim” biçimindedir.
Cevap: B

 

13. “Hiç bir” kelimesi yanlış yazılmıştır çünkü bu söz “hiçbir” şeklinde bitişik yazılır.
Cevap: C

 

14. D seçeneğindeki “kibirle, gururun” sözleri arasındaki virgül gereksizdir. Bu iki sözcük birbirine “ile” bağlacıyla bağlanmıştır; “ile” bağlacıyla virgül yan yana kullanılamaz.
Cevap: D

 

15. Altı çizili kelimeleri eklerine ayıralım:
Ses – siz: “-siz”, isimden isim yapan bir ektir.
Kim – lik: “-lik”, isimden isim yapan bir ektir.
Çok – u: “-u”, iyelik ekidir. İyelik eki, isim çekim ekidir.
Yaz -ı – lar: “-ı”, fiilden isim türeten yapım ekidir. “-lar” kelimeye çokluk anlamı katan çekim ekidir. Bu sözcük hem çekim hem de yapım eki almıştır.
Ört – ü: “-ü”, fiilden isim türeten bir yapım ekidir.
Cevap: C

 

c16

 

17. Öznenin hem işi yaptığı, hem de işten etkilendiği fiiller dönüşlüdür. I. cümledeki “katılmıyorum” fiilinde özne hem işi yapmakta hem de ondan etkilenmektedir. II. cümledeki fiil etkendir. III. cümlede fiil yoktur. IV. cümledeki ve V. cümledeki fiiller etkendir.
Cevap: A

 

18. İkilemeler cümlede isim, sıfat, zarf görevlerinde kullanılabilir.
A’da, “yana yakıla” ikilemesi “dolaşırken” bağ-fiilini nitelediği için zarftır.
B’de, “açık açık” ikilemesi “tehdit etti” fiilini nitelediği için zarf görevindedir.
C’de, “er geç” ikilemesi “bulaştırır” fiilinin zamanını ifade ettiği için zarf görevindedir.
D’de, “uzun uzun” ikilemesi “baktı” fiilini nitelediği için zarf görevindedir.
E’de, “bitmez tükenmez” ikilemesi “sığırcık sürüsü” ad tamlamasını nitelediği için sıfattır. Dolayısıyla A, B, C, D seçeneğindeki ikilemeleri zarf; E seçeneğindeki ise sıfat görevindedir.
Cevap: E

 

19. “Kimsenin sorusu” tamlayanı belgisiz zamir olan bir isim tamlamasıdır.
Cevap: A

 

20. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak B, C, D ve E’de verilenler doğru; A’da verilen yanlıştır.
A’ da I. cümlenin nesne, zarf tümleci ve yüklemden oluştuğu söylenmiştir. Oysa bu cümlede nesne kullanılmamıştır. Bu cümledeki “hava” sözcüğü özne görevindedir.
Cevap: A

 

21. I. cümlenin yan cümlesi (gençlerin yaptıklarını) eylemleriyle kurulmuştur, bu nedenle I. cümle yapıca “girişik birleşik”bir cümledir.
Cevap: A

 

c22

 

23. “Her metin, metni oluşturan yazarın şahsiyetinden, yaşam öyküsünden, kişiliğinden; olaylar, nesneler ve kişiler hakkındaki görüşlerinden birtakım izler taşır.” cümlesinde gereksiz sözcük kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır.
Cevap: A

 

24. A seçeneğinde “maalesef” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu sözcük, olumlu durumlar için değil olumsuz durumlar için kullanılır.
“Ne coşku ne de iç daralması yalnızca bir anın eseri değildir.” cümlesinde “ne….ne” bağlacı ile “değil” olumsuzluk bağlacı birlikte kullanılarak anlatım bozukluğu yapılmıştır. “Değil” sözcüğü cümleden çıkarılmalıdır. Cümlenin doğrusu “Ne coşku ne de iç daralması yalnızca bir anın eseridir.” biçiminde olmalıdır.
“Eğitime küçük yaşlarda başlanırsa sağlam bir temele oturtulabilir.” cümlesinde özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır, “…sağlam bir temele oturtulabilir.” Yargısının öznesi yoktur. “Başlanırsa” sözcüğünden sonra “eğitim” kelimesi getirilerek cümledeki anlatım bozukluğu giderilebilir.
D seçeneğinde tamlayan eksikliği vardır, cümle, “Seni dinlemem, senin sözlerine inanmam.” şeklinde düzeltilir. “Halkımız, kahramanlık ve aşk romanlarını seviyor.” cümlesinde anlatım bozukluğu yoktur.
Cevap: B

 

25. Parçanın anlatımında yazar, görüntüyü ayrıntılarla betimlerken duygularını yansıtmış, devrik cümlelere yer vermiş ve bu güzelliğe dikkat etmeyenleri eleştirmiştir. Ancak, parçanın anlatımında sadece görme duyusuyla algılanan ayrıntılara yer verilmiştir.
Cevap: A

 

26. Konunun değiştiği ya da farklı bir yönüne geçildiği cümleden itibaren parça iki paragrafa ayrılabilir. Buna göre I, II, III ve IV. cümlelerde kitap okumanın hayatı değiştiren, anlamlandıran bir eylem olduğu belirtilmiştir. V. cümleden itibaren ise konu değişmiş, çağımız insanının okumaya zaman bulamadığı, bu eksiğini İnternetle giderdiği vurgulanmıştır.
Cevap: D

 

27. Doğrular uğruna yazmayı göze almaktan söz eden bu parçada III numaralı cümle konuyla uyuşmamaktadır.
Cevap: C

 

28. Bu parçada Orhan Pamuk’un başarılı bir yazar olmasının tesadüflerle ya da sadece yetenek olgusuyla açıklanamayacağı belirtilerek bu başarının ardında yatan gerçeklerin neler olduğu üzerinde durulmuştur. O halde bu parçanın “Orhan Pamuk’un başarılı bir yazar olmasının ardında sizce hangi gerçekler yatmaktadır?” sorusunun cevabı olduğu söylenebilir.
Cevap: C

 

29. Bir cümlenin “yani” bağlacıyla başlamasının nedeni, kendinden önceki cümleyi açıklayacak, gerektiğinde örnekler yardımıyla pekiştirecek ifadeleri barındırıyor oluşudur. Bu açıdan değerlendirildiğinde bu parçanın başına “Biyografi metinlerinin kısalığı-uzunluğuyla ilgili bir kural yoktur.” cümlesi getirilmelidir.
Cevap: E

 

30. “sinir bilimi, diğer bilim dalları gibi toptancı açıklamalar peşinde koşarken” sözünün metnin bağlamına ve cümlenin gelişine uygun biçimde tamamlanması için parçada boş bırakılan yere sanatın, sinir biliminden farklı bir tutum takındığını belirten bir sözün getirilmesi gerekmektedir. Metnin sonunda geçen “Her insan, kendine özgü nitelikleri olan bir varlıktır.” cümlesinden de anlaşılacağı üzere bu parçada boş bırakılan yere “sanat, insanın bireyselliğinin peşine düşmüştür” sözü getirilmelidir.
Cevap: B

 

31. Parçada, sanat eserinin işlevini yerine getirebilmesi için “birilerince algılanması” gerektiği söylenmiştir. D seçeneğindeki cümlede parçada vurgulanan düşünce dile getirilmiştir.
Cevap: D

 

32. Parçada yazmanın bir birikim işi olduğu düşüncesi belirtilmekte; bunun yanında genç yazarların da bu tecrübeyi kazanmaları için onlara yardımcı olunması gerektiğinden bahsedilmektedir. Genç sanatçıların desteklenmesi, onları eleştirirken olumlu bir üslup kullanılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu yargıları en iyi karşılayan cümle, D seçeneğinde verilmiştir.
Cevap: D

 

33. Parçada şiir dergilerinin içeriklerinden, incelenip incelenmediğinden, edebiyat tarihimizi aydınlatacağından, genç edebiyatçılara ol göstereceğinden söz edilmiştir. Bu dergiler şiir dergileri olduğu için düşünce yazılarıyla ilgili bir yargı kullanılmamıştır.
Cevap: E

 

34. Parçada A, C, D ve E seçeneklerindeki yargılar yer almaktadır. Ancak sahnelemeyle ilgili teknik yetersizliklerden ve yetersizliklerin tiyatromuzun gelişimini yavaşlattığından söz edilmemiştir.
Cevap: B

 

35. B seçeneği, “Eserleri yıkıcıdır ve niyetlerini açık seçik ortaya koyarlar.” cümlesinden; C seçeneği, “Onların eserleri, ancak açtıkları yolda yürüyen büyük yazarlarla değerlendirildiğinde anlaşılır.” cümlesinden; D seçeneği, “Bu sadelik ve hamlık, kendilerinden sonra gelecek olanların işleyip mücevherleştireceği değerli taşlardır.” cümlesinden; E seçeneği, “Yazdıklarından ziyade kendinden sonra gelecek büyük yazarların temellerini atmış olmakla anılırlar.” cümlesinden çıkarılır. A seçeneğindeki “Yaşadıkları dönemde değer görememekten, yalnız bırakılmaktan yakınırlar.” cümlesi ise parçada ele alınan, söylenen bir cümle değildir.
Cevap: A

 

c36

 

37. Parçada sanat yapıtlarının değerlendirilmesinin halk ve zaman tarafından yapıldığı anlatılmaktadır. E seçeneğindeki bir sanatçının kendi yaşamını konu alan eserleriyle ilgili yargı yoktur.
Cevap: E

 

38. A seçeneği,”… dilin yalnızca katı kurallarına bağlı kalmayan şairler ve yazarlar sayesinde ilerliyor.” yargısından; C seçeneği,”… artık mevcut kelimeleri yeterli bulmaz ve çeşitli arayışlara yönelir.” ifadelerinden; D seçeneği, “Yazar büyük sularda yüze yüze, olanakları zorlaya zorlaya sınıra dayanmıştır. ” cümlesinden; E seçeneği, “Yazarın en büyük aşkı kelimelerdir…. dilin temel dokusuna zarar vermeden …” yargılarından çıkarılır. B seçeneğinde yer alan “Yazarların yeni kelimeler üretmeleri dile zarar verir.” düşüncesi parçadan çıkarılamaz. Aksine, yazarların bu konuya dikkat ettikleri belirtilmiştir.
Cevap: B

 

39. Dil ötesi işlevde ileti dille ilgili bilgiler vermek üzere düzenlenmiştir. Metin bir açıklama, tanımlama biçiminde kurulmuşsa dil ötesi işlev kullanılmış demektir.
Cevap: D

 

40. A seçeneğine,”… o rengarenk insan, kitap, okuryazar selini görmek insanı iyileştiriyor.” cümlesinden; B seçeneğine, “Kitaplar insanın sıkıntılarına iyi geliyor.” cümlesinden;C seçeneğine, “Onlar aşinası oldukları kitapçıları fuarın kalabalığına tercih ediyorlar.” cümlesinden; D seçeneğine, “Hakiki okurların mutlu oldukları zamanlar,…” cümlesinden ulaşılır. E’ deki yargı söylenemez çünkü paragrafta, ” Biliyoruz, sadece İstanbulluların değil bu. Anadolu’dan kitaba gönül vermiş pek çok okur, kalkıp o atmosferi yaşamak için TÜYAP’a geliyor.” denilmekte ancak “TÜYAP Kitap Fuarı’na İstanbulluların daha çok ilgi gösterdiği” söylenmemektedir.
Cevap: E

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.